Yeni Bir Yıla Girerken Zamanda Yolculuk
Zaman her ne kadar insanın yarattığı soyut bir kavram olsa da hepimiz için çok önemli bir ölçüt.
Zaman, harcanabilen, iyi kullanılabilen ya da kötü kullanılabilen bir tüketim malzemesi olduğu kadar sinema sanatında da çok sorgulanan ve bilimi de temel alarak değişik birçok önermelere fırsat veren bir olgu. Zaman atlama, geçmişe ya da geleceğe yolculuk, solucan deliklerinden geçerek zaman göreceliliği yaşama, zamanda yolculuk makineleri hep bu tür filmlerin konusu olmuştur. Kahramanlar geçmişe gidip olayları değiştirmeye ya da geleceğe gidip neler olacağını, ileride onları nelerin beklediğini keşfetmeye çalışırlar. Zamanda yolculuk denilince en kült filmlerden olan Geleceğe Dönüş serisi bir dönem hepimizi çok etkilemişti. Çok zor ve fantastik bir konuyu işlemesine rağmen belirgin bir mantık hatası olmayan filmdeki kahramanımız Marty önce yanlışlıkla geçmişe, sonar geleceğe gider. İnsan kendisinin ya da ailesinin yaptığı hataları geçmişe dönse düzeltebilir mi? Düzeltilse bile o zaman aynı kişi olunur mu? Yapılan ufak bir değişiklik bile bir kişinin var olup olmamasına kadar gidebilir mi?
Interstellar (Yıldızlararası)’ndaki gibi bize kısacık gelen bir zaman dilimini uzayda harcarsak döndüğümüzde dünya ve sevdiklerimiz aynı kalır mı acaba? Solucan deliklerinden geçerek seyahatler yaptığımız bir evrene hazır mı insanoğlu? Zaman olgusunun bir de parallel hayatlar boyutu var. Sliding Doors’ta Gwynet Paltrow’uncanlandırdığı Helen’ın bir metroyu kaçırıp kaçırmaması hayatında ne kadar büyüklükte bir değişiklik yaratabilir? Bu filmi izleyip de kendi hayatının ihtimalleri üzerine düşünmeyen var mıdır acaba? Hayat sonsuz olasılıklar bütünüdür aslında. Biz hergün bir sürü ihtimalar asından bir seçim yapıp, o seçimlerin sonucunu yaşıyoruz, hatta çevremizi de o seçimlerle ya da rastlantılarla etkiliyoruz. Zaman temalı olmasa da yine bir değişimi konu edindiği için burada bahsetmek istediğim Bohemian Rhapsody halen vizyonda. Bir Queen hayranı olduğumdan mı bilmem ama film beni çok etkiledi. Freddy Mercury’nin hayat hikayesi temelinde hem Queen’i o dağına koyan, hem de çok sevdiğimiz şarkılarının yaratılış sürecini anlatan bir film. Freddy Mercury film boyunca değişimler yaşıyor, sanatı değişiyor ve gelişiyor, iç dünyası değişiyor, kaygıları değişerek artıyor. Filmin sonunda ise yaşadığı yüzleşme onu daha olumlu bir yöne götürüyor.
Yıl dediğimiz zaman dilimi, dönümü kutlananancak geçmesi hüzün yaratan bir döngü. Yeni bir yıla girerken yazılı bir liste yapmayanlar bile kafalarından neler yapabileceklerini geçirirler. Bunu hayatımızın herhangi bir anında yapabilecekken en çok yeni bir yıla girerken yapıyor olmamız yine kendi yarattığımız bir klişe aslında. Değişim güzeldir. Değişim ve yenilenme ihtiyacıyaştan, cinsiyetten, statüden bağımsızdır. İster Freddy Mercury gibi marjinal olun, ister Walter Mitty gibi silik ve sıradan; farketmez. Ünlü ya da ünsüz olmak önem teşkil etmez çünkü hemen herkes hayatının belli dönemlerinde değişim ister.
İzlerken keyif aldığım ve unutamadığım zaman temalı film listeme gelince;
Back To the Future-Geleceğe Dönüş Serisi (1985-1989-1990)
Groundhog Day-Bugün Aslında Dündü (1993)
12 Monkeys- 12 Maymun(1995)
Sliding Doors- Rastlantının Böylesi (1998)
Kate&Lepold-(2001)
13 Going on 30- Keşke 30 Olsam (2004)
Butterfly Effect- Kelebek Etkisi (2004)
Dejavu- (2007)
Premonition- Sıradışı (2007)
The Time Traveller’s Wife- Zaman Yolcusunun Karısı (2009)
About Time- Zamanda Aşk (2007)
Source Code- Yaşamın Şifresi (2011)
Midnight in Paris- Paris’te Geceyarısı (2011)
Bir de dizi önerim var; zamanda yolculuğu ve geçmişi değiştirmenin mümkün olup olmadığını mükemmel sorgulayan Outlander’ı (2014) izlemenizi tavsiye ederim.
Yeniyıl, izleyemediklerinizi izlediğiniz, okuyamadıklarınızı okuduğunuz, hedeflediklerinizi gerçekleştirdiğiniz en önemlisi ise yapmak istediğiniz değişiklikleri gerçekleştirebildiğiniz bir yıl olsun.
Sağlık ve sanatla kalın…
Ecz. Nesrin Gültekin Arbak
Ocak,2020