Mindfulness İle Anda Kal
Kalp zihin arasındaki mesafe hem çok kısa hem çok uzun
Eczacı Bengü Özdemir, son dönemde oldukça fazla ilgi gören Mindfulness ile içinde bulunduğumuz anın bilinçli farkındalığına ışık tutuyor. Özdemir; ‘Kalp zihin arasındaki mesafe hem çok kısa hem çok uzun’ diyor. Mentor eczacı ve eğitmen olarak Armente oluşumunun içinde yer aldığınızı biliyoruz. Armente olarak mayıs ayında Medipol Üniversitesi’nde gerçekleşen Alfakon Ulusal Eczacılık Kongresi’nde yer aldınız. Kongrede sizin konunuz son zamanların popüler konusu “Mindfulness (Bilinçli Farkındalık)” idi. Bu konuyu neden seçtiniz? Biraz bu yolculuğunuzdan ve kendinizden bahseder misiniz? Güzel yorumlarınız için öncelikle çok teşekkür ederiz. Bizim de çok içimize sinen bir kongre süreci oldu. Çok güzel geri bildirimler aldık. Ekip olarak meslektaşlarımızın bize ihtiyaç duyduğu her zaman elimizden gelen katkıyı sağlamaya hazırız. Bu birlikte öğrenme ve yolculuk etme süreci ve çok değerli. 1999 yılından beri serbest eczacılık yapıyorum. 2008 yılında Bilkent Üniveristesi’nde yaptığım MBA yüksek lisansindan sonra eğitmenlik sürecim başladı.Bilgilerimi paylaşmak bana çok iyi geldi.Ve eczacılık mesleğimin yanında profesyonel olarak danışmanlık ve eğitmenlik yapmaya başladım. Fiziksel şifa veren bir mesleği icra ederken, beden, zihin ve ruh bütünlüğünün şifaya olan katkısını fark ederek, çocukluğumdan beri ilgi alanım olan ruhsal şifa alanına yöneldim ve Psikoloji alanında yüksek lisans derslerimi tamamlayarak tez aşamasına geçtim.Tez konusunu üzerinde kişisel olarak çalıştığım ve psikoloji uzmanlığı ile de derinleştirdiğim “Mindfulness (Bilinçli Farkındalık)” olarak seçtim. Mindfulness konusu benim uzun yıllardır üzerinde çalıştığım bir konu. Dünya’da 1980’lerden beri uygulanan bilimsel bir yaklaşım. Kavramsal değil, deneyimsel bir konu olduğu için öncelikle bu konuyu çalışan, anlatan kişinin kendi iç süreçlerinde ilerlemiş ve “embodiment” dedikleri hemhal olma halini yaşamaya hazır hale gelmiş olması gerekiyor. Bu konuda inanın uzun zamandır kendi üzerimde çalışıyorum. Bu bitmeyen bir yolculuk ve daha gidilecek çok uzun bir yol var. Kalp zihin arasındaki mesafe hem çok kısa hem çok uzun. Sonrasında aynı süreçlerden geçen çok kıymetli arkadaşım Dr.Özgün Özmen ile yollarımız kesişti. O da eğitim bilimleri alanında uzman ve Mindfulness konusunda çok deneyimli bir arkadaşım. Biz de yaşam yolculuğumuzun bu döneminde “Biz hayattan ne bekliyoruz?” yerine “Hayat bizden ne bekliyor?” sorularını sorma kıvamına gelince bütüne hizmet, paylaşmak, fayda sağlamak gibi değerlerimizi fark edip bu değerler doğrultusunda yaşamımızın geri kalanını şekillendirmeye karar verdik. Mindfulness yaklaşımından daha fazla insanın faydalanmasını istedik. Ve “Mindfulness Okulu” isimli bir oluşum gerçekleştirdik.Kurumlarda, okullarda ve bireylere bu konuda eğitim veriyoruz. Ve bu konunun Türkiye ‘de yaygınlaşması ile ilgili de sorumluluk hissediyoruz çünkü inanınBilinçli Farkındalık (Mindfulness) kavramı insana yaşamını çok daha verimli, anlamlı ve bilgece bir farkındalıkla yaşamasını sağlayacak çok kıymetli bir hazine sunuyor..Ve bu zamanda buna herkesin çok ihtiyacı var.
Mindfulness nedir? Nasıl ortaya çıkmıştır?
Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) kişinin o anda iç dünyasında (duygularında, düşüncelerinde, bedensel duyumlarında) ve dış dünyasında olup biten tüm deneyimlerine bilgece bir farkındalıkla yargısızca yaklaşarak, bu süreci saf bir dikkatle anbean yaşadığı zihinsel farkındalık sürecidir.Tabii bu deneyimlerin farkında olmak için anda kalmak, dikkati ana getirmek çok önemlidir. Özetle, dikkati farkındalıkla eğitmeye dayanıyor. Aslında mindfulness yeni bir konu değil. 2500 yıllık geçmişi olan bir yaklaşım. Doğu kültüründe zaten var olan birtakım uygulamalar mindfulness temelli uygulamalardır. Aikido, Thai Chi, çay serominileri. Bizim kültürümüzdeki ebru sanatı, kaligrafi sanatı, minyatür sanatı vb. Son zamanlarda bu kadar popüler olmasının sebebi ise batı dünyasınınmindfulness ile ilgili yaptığı bilimsel çalışmalardır.Bildiğiniz gibi batının bir uygulamaya bilimsel yöntem demesi için ölçebilmesi ve sonuçlarını görmesi gerekmektedir. Sonuçlarını gördükçe özellikle 2000 yılından sonra çığ gibi büyeyen bir etki ile sistemli hale getirilerek tüm dünyada kullanılmaya başlanmıştır. Batı’daki psikoterapi alanlarında bir yöntem olarak, ilk kez John Kabat-Zinn (1982) tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Jon Kabat Zinn bir moleküler biyolog. Ve kendisi Massachusetts Tıp fakültesi hastanesinde çalışırken zaten yıllardır kişisel olarak uyguladığı bu yöntemi kronik ağrısı olan hastalara uyguluyor. Ve hastaların ağrı ile olan ilişkilerini iyileştirince bu programı “Mindfulnesss Temelli Stres Azaltma Programı (MBSR)” adı altında oluşturp insanlığın hizmetine sunuyor. İşe yaradığı görülünce üzerinde bir çok bilimsel çalışma yapılmaya başlanıyor. Beyin görüntüleme cihazlarıyla öncesi ve sonrasında görülen değişimlerin gösterilmesi, kanıta dayalı bir gerçeğin olması, mindfulnessın şu an dünyadaki bir çok klinikte bir terapi yöntemi olarak kullanılmasını sağlamaktadır. Obezite, depresyon, kronik ağrı, çeşitli fiziksel yakınmalar, panik atak, post travmatik stres bozukluğu ve anksiyete tedavisinde çok etkili bir müdahale yöntemi olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Anda olmak Mindfulness’in temelini oluşturuyor dediniz. Anda olmak neden önemlidir?
İnsan zihninin diğer canlılardan farkı, bulunduğu durum ve yerden bağımsız olabilmesidir. Bu durum yani geçmişe gidip deneyimlerinden ders çıkarabilmesi, olayları analiz etme gücü, hayatta kalmasını kolaylaştırdığı gibi zihnin istediği zaman geleceğe gidip plan ve program yapabilmesi de evrimsel süreçte canlılığın devamı için işlevsellik sağlamıştır. Zihnin sürekli geçmiş ve gelecekte dolaşmasına “Zihin Uçuşması” denir. Bu durum bilişsel bir başarı, üstünlük gibi görünse de yapılan son bilimsel çalışmalar bu durumun çok büyük bir duygusal maliyetinin olduğunu ortaya koymaktadır. O da maalesef “Mutsuzluktur”. Çünkü zihnin sürekli geçmişe gitmesi depresyonu, geleceğe sürekli gitmesi de depresyonun kuzeni kaygıyı beraberinde getirir. İnsan zihninin AN’da olmadığı zaman mutsuz olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır. Zihin uçuşması konusundaki orijinal araştırmalardan biri, Harvard Üniversitesi'nden psikolog Matthew A. Killingsworth ve Daniel T. Gilbert tarafından yapılmış ve Science dergisinde yayınlanmıştır. Killingsworth ve Gilbert, 2250 gönüllü üzerinde yaptıkları “A Wandering Mind is An Unhappy Mind (Uçuşan zihin mutsuz bir zihindir)” isimli araştırmada insanların uyanık saatlerinin yüzde 46.9'unu yaptıkları işin dışında başka bir şeyi düşünmeye harcadıklarını ve bu zihin uçuşmasının onları genellikle mutsuz ettiğini bilimsel çalışmalarla göstermişlerdir. Düşünebiliyor musunuz, %46.9 çok büyük bir rakam. Bu aslında şu demek: yaşamın yarısında biz yokuz. Otomatik pilotta yaşıyoruz. Çalışmanın diğer önemli çıktısı ise insanın yaptığı iş sıradan bir şey bile olsa AN’da olan insanın, zihni AN’da olmayan ve olumlu bir fantezi kuran kişiden bile daha iyi hissedebildiğini, daha mutlu olduğunu göstermektedir. Yaşam anların toplamı ve biz çok şey kaçırıyoruz. Sürekli anda olmaktan bahsetmiyoruz. Bu mümkün değil zaten. Ama mindfulness sayesinde anda olmadığımızı fark ediyoruz ve istediğimiz zaman ana gelebiliyoruz.Geçmişteki bir anı yüzünden o düşünce sarmalının içinde kalmaktan kurtuluyoruz ana gelmeyi hatırlayarak. Bu eğitimle kazanılan bir beceridir. Ve bize seçme özgürlüğü sunar.
Yaşamı çok kolaylaştıran bir yöntem olduğunu görüyoruz. Mindful olmayı nasıl sağlayacağız. Anda olmak nasıl sağlanır?
Aslında anda kalabilme doğuştan bizde olan bir özellik. Çocuklara baktığımızda anı yaşadıklarını, her deneyime merakla ve yargılamadan yaklaştıklarını görebilirsiniz. Zaman içerisinde hayat koşuşturmacası içinde ne yazık ki bu özelliğimizi kaybediyoruz. Odaklanabilmek önümüzdeki 20 yılın en önemli becerisi olacak. Mindfulness eğitimleriyle insanda doğuştan var olan ancak zaman içerisinde azalan anda kalabilme özelliğini tekrar kazandırmayı sağlıyoruz. Eğitimin içeriği kavramsal ve deneyimsel olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Deneyimsel kısmı çok değerli ve bir dizi ruhsal, zihinsel ve fiziksel egzersizlere dayanmaktadır. Kişi mindfulness egzersizleri aracılığıyla dikkat kapasitesini artırarak anda kalma becerisini geliştirir, bedeninde ve zihninde olan değişiklikleri fark eder. Duygu ve düşünceleri sabır, şefkat ve nezaketle, yargısızca olduğu haliyle kabul ederek yaklaşabilme tutumunu kazanmaya başlar. Bu da yaşamı daha anlamlı ve bilgece yaşamayı beraberinde getirir.
Eğitimin katılımcılara katkıları nelerdir?
Katılımcılar eğitim sonunda anda kalabilme becerisini ve zihinlerinin odaklanma kapasitesini artırır, kendilerini yargısızca kabul etmeye başlar, duygu ve düşünceleri tanır ve anlamlandırır, bedensel duyumlarını fark eder, stres ile başa çıkabilme becerileri kazanır, yaşantılarını olduğu haliyle kabul edebilme bilinci geliştirebilirler.
Mindfulness dünyada hangi alanlarda kullanılmaktadır?
Mindfulness dünyada sağlık, eğitim, hukuk, ekonomi, siyaset,mühendislik, spor, liderlik gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Örneğin İngiltere milli Futbol Takımı,NBA basketbol oyuncuları,İngiltere Parlementosu Milletvekilleri mindfulness eğitimleri almışlardır. Bununla birlikte 2014’den beri her Davos Dünya Ekonomik Forumu’nda mindfulness ile ilgili workshoplar düzenlenmektedir. Google Şirketi, 2007’den beri mindfulness uygulamalarını “Search Inside Yourself ” “Kendini İçinde Ara” isimli programıyla çalışanlarına uygulamaktadır. Starbucks ise mindfulnessı 29 Mayıs 2018 tarihinden itibaren 175 çalışanına SNACK (Stop (Dur), Notice (Fark et), Accept (Kabul et), Curiosity (Merak et), Kindness (Nezaket göster) adını verdikleri proje ile başlatmıştır. Bunun dışında Apple, Nike, Intel, P&G vb. şirketler de mindfulness uygulamalarını kurum kültürlerine entegre etmişlerdir.
Mindfulnessın sağlık alanındaki etkilerini daha detaylı açıklar mısınız?
Mindfulness ile ilgili sağlık alanında gerçekleştirilen bilimsel araştırmaların sonuçlarına bakıldığında, Anksiyete ve Panik Atak Bozukluğu (Miller ve ark., 1995, MIT Üniversitesi), Psikolojik Sağlamlık (Yılmazlık) (Meiklejohn ve ark.,2013), Tükenmişlik Sendromu (Jennings ve ark., 2013), Depresyon (Teasdale ve ark., 2000), Madde Bağımlılığı (Bowen ve ark., 2006), Bağışıklık Sistemi (Davidson ve ark.2003), Fibromiyalji (Grossman ve ark., 2007), Tip 2 Diyabet (Rosenzweig ve ark., 2007), Kronik Yorgunluk Sendromu (Christina ve ark.,2005), Yeme Bozuklukları (Tapper ve ark., 2009 ), Uyku Problemleri (Yook ve ark., 2008), Kalp Damar Hastalıkları ve Kanser (Schneider ve ark.,2005), Kronik Ağrı (Grossman ve ark., 2007), Telomer kaybını engelleme, yaşlanmayı azaltma (Epel ve ark., 2014), Psöriazis (Fordham ve ark.,2015) gibi hastalıklarla baş etmede ve iyileşmede çok katkı sağladığı ve tekrarlama olasılığını büyük ölçüde azalttığı görülmektedir. Bir çok hastalığın temelinde stresin olduğunu düşünürsek, mindfulnessın stres yönetim mekanizması üzerinden çalıştığını söyleyebiliriz. Diğer bir boyutu ise hastalıklarla olan ilişki biçimini, hastalıklara bakış açısını düzenlemesi
Mindfulnessın her alanda kullanıldığını söylediniz. Kurumsal şirketlere ve kurum çalışanlarına kazanımları nelerdir?
Mindfulness kurum çalışanlarının profesyonel yaşantıdaki verimliliği ve performansını artırarak, iş hayatındaki ilişkilerini iyileştirmeye yönelik anlayış geliştirmelerini sağlar. Eğitimin sonunda katılımcılar kurumda oluşan farkındalık iklimiyle, bilinçli farkındalığı kullanılabilir bir hale gelir ve günümüz iş dünyasının değişken dinamiklerine uyum sağlayabilirler. Dünyada Mindfulness’ı kurum içinde ilk kullanan şirket olan GOOGLE yaptığı açıklamada özellikle birçok çalışanı için hem iş hem özel yaşantılarında hayat değiştirici olduğunu söylüyor. Çalışanlarının ve yöneticileriningerek kurum içi ilişkilerinde gerek müşterilerle olan ilişkilerinde ve özel yaşamlarında iyileşme sağladığını, yaratıcılıklarının, iş performanslarının, üretkenliklerinin, mutluluklarının ve sosyal becerilerinin arttığını ve hatta hastalıklardan kaynaklanan iş günü kayıplarının ve tükenmişlik (burnout) dediğimiz durumun çok azaldığını bildirmişlerdir.
Son olarak okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
“Yaralarımız ışığın içeri sızdığı yerdir.” demiş Mevlana. Bizler yaşam yolculuğumuzda her insan gibi zor dönemlerden geçtik, canımız acıdı, yara bere içinde kaldık. Ve fark ettik ki yaralarımızmış bizi geliştiren, bizi büyüten... İşte mindfulness yaralarımızdan içeri sızdı. Ve bizlere şifa oldu... Mindfulness’ın yaşamımızda yarattığı olumlu etkileri ve iyilik halini deneyimledikçe bu yöntemden daha fazla insanın faydalanmasını istedik ve sizlerle paylaşmaya karar verdik... Anlatmak, anlatmak, anlatmak istiyoruz. Anlattıkça iyileşiyor, iyileştikçe anlatıyor ve paylaştıkça yaşamımız daha anlamlı hale geliyor.Armente ile birlikte eczacı eğitimlerimizde tüm mindfulness deneyimlerimizi sizlerle paylaşmak dileğiyle...
Eczacı Bengü Özdemir